JeLiBoN Administratör
Mesaj Sayısı : 808 Yaş : 35 Kayıt tarihi : 14/02/07
| Konu: Öldür Beni Anne Paz Mayıs 20, 2007 4:52 am | |
| ÖLDÜR BENİ ANNE
kalbimin hiç tanımadığı duyguları daha yeni yeni hissetmeye başladığı dönemlerdi çevremde arkadaşlarım çoktu ama bir gariplik vardı bende mutlu değildim sanki aradığım başka birşeydi her akşam eve gelir odama çekilir ağlardım Noluyordu bana anlayamıyordum birgün yine arkadaşlarla beraberdim beraberdim derken nasıl bir beraberlik onlar bir araya toplanıp gülüp eğlenirlerken bense bir kenara çekilmiş her zamanki gibi içimdeki fırtınaları dinliyordum artık arkadaşlarımda alışmıştı bu durumuma yanıma gelip oturduğunu hiç farketmemişim daldığım düşüncelerin derinliklerindeyken bir SELAM sesini duyana kadar selam dedim bende neden yalnız oturuyosun dedi bilmiyorum dedim kimse seni anlamıyor hatta kendin bile kendini anlamıyorsun değilmi dedi evet dedim,sen nerden biliyorsunki bende bu yüzden yanına geldim zaten dedi bende aynı durumdayım seni arkadaşlarından ayrı derin düşüncelere dalmış görünce işte benim gibi biri daha dedim diyince yüzüne baktım ve gözgöze geldik o anda kalbim durdu sanki donup kalmıştım ne zaman ayrıldık eve nasıl geldim bilmiyorum o gün sürekli onu düşündüm sanki aradığım şey buydu hissedebiliyordum bunu o günden sonra hergün buluşmaya başladık evleri iki mahalle kadar uzaktaydı bizim mahallede akrabaları varmış ilk tanıştığımız gün onlara gelmişler böylece aylar geçti artık ailelerimizde biliyordu ya ben onlara gidiyordum yada o bize geliyordu yani her günümüzü birlikte geçiriyorduk zaman geçtikçe anlayamadığımız garip duyguların farkına vardık birşeyler vardı birbirimizi çok seviyorduk görmeden yapamıyorduk ama arkadaşlık değildi bu diğer arkadaşlarımızıda seviyorduk bu çok farklı bişeydi kimseyede soramıyorduk nasıl soralımki biz bile bilmiyorduk ne olduğunu bu çok yoğun duyguların etkisiyle bazen mutluluktan bulutlara çıkıyor bazende o küçücük kalplerimize sığdıramadığımız ve bir türlü anlayamadığımız hisler dünyasında sebepsiz yere ağlıyor gözyaşlarımızı birbirimize hediye ediyorduk belki size saçma gelecek ama birbirimizi ilk gördüğümüz günü anlatmıştım ondan sonraki ilk buluşmamızda biraz konuştuktan sonra bir ara gözgöze gelmiştik ve daha ne olduğunu anlamadan ikimizde sebepsiz yere birden ağlamaya başlamıştık hemde ne ağlama sanki hiç bitmeyecek gibiydi göz yaşlarımız işte o günden sonra bir daha biribirimizin yüzüne uzun süre bakamadık hatta çoğu zaman sırtlarımız birbirimize dönük otururduk bi gören olsa bize gülerdi heralde elimizde değildiki bakamıyorduk işte ama ne olursa olsun çok mutluyduk artık ne güneşin doğuşunun ne çiçeklerin kokusunun nede kuşların aşk şarkılarının farkındaydık biz birbirimizde kaybolmuştuk taki o akşam bizim evin zili uzun uzun çalana kadar kapıyı annem açtı gelen onun teyzesinin kızıydı hem ağlıyor,hemde annem'e birşeyler söylüyordu annemde hemen babamla konuşup banada sen evden ayrılma biz hemen geliyoruz diyerek aceleyle çıktılar bende arkalarından çıktım hava kararmıştı beni görmesinler diye onları uzaktan takip ettim biraz gittikten sonra bizim evin ilerisinde market vardı orada bi kalabalık gördüm kalabalığın olduğu yere gidiyorlardı biraz daha yaklaşınca babam koşmaya başladı yerde yatan biri vardı bende biraz daha yaklaştım babam yerde yatan kişiyi kucağına almıştı birkaç adım daha yaklaştım o anda kalbime binlerce ok birden saplandı sanki yerde yatan benim meleğimdi oda beni gördü eliyle bana gelme diye işaret yaptı bana birşeyler söylemeye çalışırken ağzından kan boşaldığını gördüm yanına gittim o güzel başını babamın kucağından kendi kucağıma aldım hafifçe gülümsedi onun kanına bulanmış gömleğimi göstererek bak dedi napmışsın yeni gömleğine iki hafta önce doğum günümde o almıştı ve birden başını kazanın olduğu tarafa çevirip tüh yaa dedi bende baktım ama karanlıkta birşey göremedim ne demek istediğini anlamamıştım başını tekrar çevirdiğimde ölmüştü ondan sonrasını hatırlamıyorum gözümü evde açtım beni doktora götürmüşler sakinleştirici filan yapmışlar uzun süre baygın halde yatmışım kendime gelir gelmez ağlamaya başladım kimse müdahale etmedi doktor ağlarsa müdahale etmeyin demiş tekrar kendimden geçene kadar ağlamışım ondan sonraki günlerde gözyaşım hiç dinmedi aradan iki ay filan geçmişti birgün anneme onlara gitmek istediğimi söyledim annem önce kabul etmedi ama yalvarmalarıma dayanamayıp bi şartla kabul etti gideriz ama orada ağlayıp annesini üzmeyeceğine söz verirsen dedi bende söz verdim ve gittik bir süre oturduk ben kendimi zor tutuyordum ağlamamak için bak oğlum dedi annesi birbirinizi ne kadar çok sevdiğinizi hepimiz biliyoruz ne kadar üzüldüğünüde biliyorum ama senden bir ricam var kızım son nefesini senin kucağında vermiş bana son anlarını anlatmanı istiyorum dedi şaşırdım,nasıl anlatabilirdimki anneme baktım,boynunu büktü bende onu üzmeyecek şekilde anlattım ama karanlıkta benim göremediğim bir yere bakıp tüh yaa dediğini anlamadığımı söyleyince annesi bana sarılıp öyle bi ağlamaya başladıki bende zaten zor tutuyordum kendimi ikimizde uzun süre ağladık biraz sakinleştikten sonra artık bu dünyada yaşamam için hiç bir sebebin kalmadığına karar vermeme sebep olan şeyi anlattı ogün annesi evlerinde benim çok sevdiğim bir yemeği yapmış anne demiş bu yemeği ayhan çok sever bizim yiyeceğimiz kadarını ver ben ayhan'lara gidip onunla beraber yiyeceğim demiş anneside yalnız göndermemek için yakınlarında oturan teyzesinin kızıyla bize göndermiş yolda gelirlerken teyzesinin kızı sen biraz bekle bende marketten içecek birşeyler alayım demiş kaldırımda beklerken bir araba vurup kaçmış bizim eve yakın oldukları için teyzesinin kızı hemen bize haber vermeye gelmiş işte o akşam karanlığa bakıpta tüh yaa demesinin sebebide bana getirdiği yemeklerin dökülmüş olmasına üzüldüğü içinmiş son anlarını yaşayan birisinin canından daha çok bana getirdiği yemeklerin dökülmüş olmasına üzülecek kadar seven bir kalp daha varmıdır şu lanet dünyada başkasını sevebilirmiyim artık aşık olabilirmiyim başkasına tahammül edebilirmiyim artık saçma sapan şeylerin adını aşk koymalarına bizim yaşadıklarımız bilemesekte gerçek aşktı bunu şimdi biliyorum ama o bilmiyor birgün birbirimize bir söz vermiştik hangimiz önce ölürsek diğerimizi cennetin kapısında bekleyecekti şimdi bende bilmeden yaşadığımız o tarif edilmez duygunun gerçek aşk olduğunu o aşkı sonsuza kadar yaşayacağımız cennetin kapısında beni bekleyen meleğime anlatmak için gelmesi için hergün yalvarıp dua ettiğim beni ona kavuşturacak kişiyi bekliyorum AZRAİLİ
En son tarafından Paz Mayıs 20, 2007 4:57 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
JeLiBoN Administratör
Mesaj Sayısı : 808 Yaş : 35 Kayıt tarihi : 14/02/07
| Konu: Geri: Öldür Beni Anne Paz Mayıs 20, 2007 4:52 am | |
| O ÖLDÜKTEN SONRA
bu gün hafta sonu aşkımla buluşacağız en güzel elbiselerimi giymeliyim hangi gömleği giysem acaba yanakları gibi kırmızı olanımı yoksa gözleri gibi kapkara olanımı yada kazanın olduğu gün kanıyla üzerine çiçekler yaptığı gömleğimi ne kazası ne kanı yaa nerden çıktı şimdi offf ben en iyisi son buluşmamızda başını omuzuma koyduğu o kokan gömleği giyeyim evet evet bu daha iyi anne ben çıkıyorum onamı tabiki anne ya her hafta sonu kiminle buluşurum ben iyide neden ağlıyosunki şimdi gidip annesindende izin almalıyım günaydın müsade ederseniz kızınızla gezeceğiz biraz tabi oğlum ona iyi bak olurmu bak buda ağlıyor noluyor bunlara anlamıyorum koşar adımlarla gidiyorum aşkıma bu yolda ne kadar uzun her zamanki gibi bekçi amca karşılıyor beni hoşgeldin oğlum,oda seni bekliyordu biliyorum amca biliyorum günaydın aşkım ben geldim bak hala yatıyor hemde bembeyaz gelinliğiyle yanaklarına küçük bir öpücük kondurup uyandırıyorum onu her zamanki gibi toprak kokuyor meleğim uzatıyor kollarını yattığı yerden tutuyorum ellerinden tüy kadar hafif ne kadarda güzel meleğim benim hoşçakal bekçi amca bak koskoca adamda ağlıyor iyi eğlenin olurmu diyor kirli sakallarından süzülen yaşları silerek onun en sevdiği yerleri geziyoruz elele allahım onunla olunca o kadar mutluyumki bir ara yine gözgöze geliyoruz bakmamalıydık yine ağlayacağız ne kadar ağladığımızı akşam ezanını duyunca anlıyorum bu günde bitti işte gitmeliyiz bekçi amca kızar sonra hoşgeldiniz iyi eğlendinizmi bari neler yaptınız bakalım biz yine ağladık bekçi amca her zamanki gibi ha evet,herzamanki gibi yavaşça yerine yatırıyorum bitanemi birgün diyorum birgün bende bembeyaz damatlıklarımı giyip geleceğim yanına keskin bir tırpandan çıkacak kıvılcım aydınlatacak sana gelen yolumu kapkara gözlerini açarak yalvarırcasına çabuk gel olurmu diyor yakında meleğim çok yakında iyi geceler öpücüğüm olmadan uyuyamazki bi tanem yanaklarına bi öpücük konduruyorum yine o toprak kokusu geldim anne hoşgeldin oğlum ÖLDÜR BENİ ANNE BENDE TOPRAK KOKMAK İSTİYORUM. | |
|